Gözlükçü Ne İş Yapar? Toplumun Görme Biçimini Şekillendiren Meslek Üzerine Sosyolojik Bir Analiz Bir sosyolog olarak günlük hayatın sıradan mekânlarına bakarken, orada saklı anlamları çözümlemeye çalışırım. Bir gözlükçü dükkânına girdiğimde, sadece cam ve çerçevelerin değil, insan ilişkilerinin, kültürel değerlerin ve toplumsal algıların da incelikle biçimlendiğini fark ederim. Gözlükçü, yalnızca göz sağlığıyla ilgilenen bir meslek erbabı değildir; o, toplumun “görme biçimini” dönüştüren sessiz bir kültür aracısıdır. Gözlüğü ayarlarken aslında bakışı, hatta kimliği düzenler. Bu yazı, “Gözlükçü ne iş yapar?” sorusunu teknik bir açıklamanın ötesine taşıyarak, mesleğin toplumsal dokudaki yerini sosyolojik bir perspektiften ele alıyor. Toplumsal Normlar: Gözlükçünün Görünmeyen Görevi Toplum, meslekleri…
Yorum BırakEfsanevi Fikir Durağı Yazılar
Göz Doyurmak Ne Demek? – Öğrenmenin Görsel Tatmini Üzerine Pedagojik Bir Bakış Giriş: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Bir eğitimci olarak en çok inandığım şey, öğrenmenin yalnızca bilgi aktarmak değil; insanın dünyaya bakışını dönüştürme süreci olduğudur. Görmek, anlamanın ilk adımıdır. Ancak bazen “görmek” yetmez — görmekle birlikte doymak gerekir. İşte tam bu noktada, günlük dilde sıkça kullandığımız “göz doyurmak” ifadesi devreye girer. Peki, gerçekten “göz doyurmak” ne demektir? Bir manzara, bir sanat eseri ya da bir öğrenme ortamı, neden bazı insanlara daha doyurucu gelir? Bu yazıda, “göz doyurmak” ifadesini pedagojik bir bakışla ele alacak; öğrenme teorileri, estetik deneyim ve toplumsal etkiler üzerinden…
8 YorumGrup Üyeleri Ne Demek? Antropolojik Bir Perspektiften Topluluğun Sembolik Dokusunu Anlamak Kültürlerin Çeşitliliğini Merak Eden Bir Antropoloğun Girişi Dünyanın farklı köşelerinde, birbirinden tamamen farklı gibi görünen insanların aslında aynı temel ihtiyacı paylaştığını fark ettiğimde antropolojiye olan ilgim daha da derinleşti: ait olma ihtiyacı. Bir kabilede dans eden topluluk, bir köyde imeceye katılan köylüler ya da bir dijital platformda ortak bir amaca yönelen kullanıcılar… Hepsi, birer grup üyesi. Ama peki, “grup üyeleri” ne demek? Bu kavram, yalnızca bir topluluğa dahil olmayı değil, aynı zamanda kimliğin bir parçasını, ritüellerin taşıyıcısını ve kültürel sembollerin koruyucusunu ifade eder. Bu yazıda, “grup üyeleri” kavramını antropolojik…
8 YorumGrafik Sanatları Bölümü Nedir? Bir Filozofun Gözünden Yaratımın Ontolojisi Grafik sanatları, insanın düşünsel ve duyusal varlığını görünür kılma çabasıdır. Bir filozof için bu alan yalnızca estetik bir uğraş değil, varlığın kendisini sorgulamanın, bilginin doğasını araştırmanın ve etik bir yaratım sürecinin merkezinde duran bir etkinliktir. Çünkü her çizgi, her renk, her biçim; insanın varoluşunu ifade etme biçimlerinden biridir. Grafik Sanatları Bölümü, işte bu varoluşsal sorunun akademik karşılığıdır — “görsel düşünme”nin felsefi bir disiplindir. Epistemolojik Bakış: Görmenin Bilgisi Epistemoloji, yani bilginin doğası, grafik sanatlarında “görmenin bilgisi” olarak ortaya çıkar. Bir grafik tasarım öğrencisi için bilgi, salt teorik bir birikim değildir; deneyimle, sezgiyle…
Yorum BırakHarç ve Çimento Arasındaki Fark: Bir Sevgi ve Dayanıklılık Hikayesi Bazen bir konuyu anlatmanın en güzel yolu, onu yaşayan insanların hikayesine dokunmaktır. Bugün size bir inşaat alanından değil, iki insanın ve iki kavramın – harç ve çimentonun – kalplerimizde nasıl yer bulduğunu anlatacağım. Başlangıç: Soğuk Bir İnşaat Alanında Isınan Kalpler Bir sabah, Elif elinde bir kahveyle inşaat alanına geldi. Soğuk havada nefesi buharlaşıyor, yüzüne düşen rüzgârın içinde sıcak bir merak taşıyordu. Karşısında Ahmet vardı; elleri nasırlı, gözleri planlarla dolu bir adam. Elif, iletişimi seven, detaylarda anlam bulan biriydi. Ahmet ise hesaplarla, çizimlerle ve net sonuçlarla düşünen bir mühendis. O günün…
Yorum BırakEn Büyük Güç Nedir? İnsanlık, Bilinç ve Etkinin Felsefi Serüveni Giriş: Gücün Görünmeyen Tanımı Güç kelimesi, insanlığın en eski sorularından birine işaret eder: “Kimi, neye göre güçlü sayarız?” Tarih boyunca bu soru; kılıçla, kalemle, inançla, bilgiyle ve hatta sessizlikle cevaplandı. Kimine göre en büyük güç iktidarı elinde tutmaktır, kimine göre ise kendini yönetebilmek. Bugün, en büyük güç nedir? sorusu sadece siyaset veya felsefe kitaplarında değil; bireyin günlük yaşamında, toplumsal ilişkilerde ve zihinsel süreçlerde de yankılanıyor. Tarihsel Arka Plan: Gücün Biçim Değiştiren Tarihi Antik çağlarda güç, çoğunlukla fiziksel bir üstünlük olarak tanımlanırdı. Sparta’da cesaret, Roma’da askeri disiplin, Atina’da ise akıl gücü…
Yorum BırakDünya Görüşü Olmak Ne Demek? Güç, İdeoloji ve Vatandaşlık Üzerine Siyasal Bir Analiz Bir siyaset bilimci olarak güç ilişkilerini, kurumları ve toplumsal düzeni incelediğimde, “dünya görüşü” kavramı bana her zaman çıplak bir aynayı hatırlatır. Bu ayna, sadece bireyin neye inandığını değil, aynı zamanda kimin dünyasında yaşadığını ve kimin düzenine hizmet ettiğini de gösterir. Dünya görüşü dediğimiz şey, yalnızca bir fikirler bütünü değil; aynı zamanda iktidarın nasıl kurulduğunu, sürdürüldüğünü ve sorgulandığını belirleyen görünmez bir haritadır. Dünya Görüşü: İdeolojinin Toplumsal Anatomisi Dünya görüşü, bireyin dünyayı anlamlandırma biçimidir. Ancak siyaset bilimi açısından bu kavram, yalnızca kişisel bir duruş değil, kolektif bir ideolojik çerçevedir.…
6 YorumAlevi Bektaşi Gülbank Ne Demek? Bir Antropoloğun Kültürel Yolculuğu Kültürlerin çeşitliliği, insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinin renkli bir yansımasıdır. Bir antropolog olarak farklı toplulukların ritüellerine, sembollerine ve inanç yapılarına tanıklık etmek, insanın “kutsal” kavramını nasıl biçimlendirdiğini anlamamıza olanak verir. Bu bağlamda, Alevi Bektaşi gülbank geleneği yalnızca bir dua biçimi değil, aynı zamanda derin bir kültürel kimliğin ve topluluk bilincinin ifadesidir. Gülbank Nedir? Gülbank, Alevi-Bektaşi inanç sisteminde toplu ibadetlerde, cemlerde, erkânlarda ve önemli geçiş ritüellerinde okunan dua ya da niyaz formudur. Kelime kökeni Farsçadır: “gül” (gülmek, ses) ve “bank” (ses, nida) birleşiminden oluşur; yani “toplu sesleniş” anlamına gelir. Bu yönüyle gülbank, bireysel…
8 Yorum20266 ÖSYM Ücreti Ne Kadar? Edebiyatın Işığında Bir Merak Yolculuğu Kelimeler bazen girdaba dönüşür, bazen kıyıya. Her kelime bir umut taşır, her soru bir kapı aralar. Şayet “20266 ÖSYM ücreti ne kadar?” sorusunu duyduysan, bir sınavın değil; bilginin sınanma endişesinin kapısını çalıyorsun demektir. Edebiyatçının gözüyle bakınca, bu tür rakamlar yalnızca rakam değildir; belirsizliklerin sembolüdür, merakın çığlığıdır. “20266” burada bir sınav kodu mu, yoksa bir gölge mi? “Ücret” dediğimiz şey de yalnızca para mı? Edebiyat buna izin vermez: her rakam, anlatıya dönüşür. İstersen bir roman karakteri üzerinden çözümleyelim bu soruyu. Karakter: Cemile’nin Anlatısı Cemile, Anadolu’nun küçük bir ilçesinde yaşayan bir genç.…
Yorum BırakHint Horozu Fiyatı Ne Kadar? Eğitim ve Öğrenme Üzerine Düşünceler Bir eğitimci olarak, her gün sınıfımda öğrencilere bir şeyler öğretirken, öğrenmenin ne kadar dönüştürücü bir güç olduğunu sürekli fark ediyorum. Öğrenme, yalnızca bilginin bir başkasına aktarılması değil, aynı zamanda bir insanın dünyayı anlama biçimini değiştiren, yeni perspektifler kazandıran bir süreçtir. Bu yazıyı yazarken, düşündüğüm konu belki de ilk bakışta size oldukça basit gelebilir: “Hint Horozu fiyatı ne kadar?” Ancak, bir fiyatın öğrenilmesiyle ilgili daha derin bir pedagojik anlam da vardır. Bu soruya verilen cevap, yalnızca ekonomi ile ilgili bir veri değil, aynı zamanda öğrenme süreçlerimizle, bilgiye yaklaşımımızla ve bu bilgiyi…
6 Yorum